muhit’e
muhit: bir kimsenin sürekli ilişkiler içinde bulunduğu topluluk, çevre. ben muhit’e kaydolup derdimi dökeli üç, muhit kapanalı bir sene olmuş. muhit’e kaydolduğum o yaz gecesini hatırlıyorum, yalnız, mutsuz ve kalbi kırık bir çocuktum. paylaşmak istediğim onlarca şey vardı ama konuşabileceğimi, kalbimden geçen onca şeyin kelimelere dökülebileceğini ve bir yere bir yerlere ulaşabileceğini bilmiyordum. bir kere kendimle ilgili çok büyük problemlerim vardı, pek çoğumuz gibi. kendimden nefret ediyordum. vücuduma, yüzüme hatta gülümseyişime bile tahammül edemiyordum. başıma gelen her türlü kötülüğü kendi içimdeki o kocaman kara deliğe bağlıyordum, ben uğursuzum ben lanetliyim diyordum. kendimi yaşlı bir kocakarı gibi, belki biraz daha kibarlaştırılmış haliyle bir nine gibi hissediyordum. insanların derdini dinliyor, çözümler sıralıyordum ama konu bana gelince sadece boynumu büküp kilometrelerce yükü kendi başıma omuzluyordum. ağlamanın bir zayıflık belirtisi olduğunu düş